Prof. Dr. Sibel ÖZEL(*)
Hukukun üstünlüğü kavramı, son yıllarda herkesin dilinde olup neyi ifade ettiği tam olarak içselle
ştirilmeyen soyut ve uzak bir terim olarak ortaya çıkmaktadır.
Oysa kavramın anlamı ve işlevi ülke kalkınması ile olan doğrudan ilişkisi çok açık olarak belirlenebilmektedir.
World Justice Project, her yıl ülkelerin hukukun üstünlüğü derecesini kavramın bünyesinde barındırdığı faktörler üzerinden raporlamaktadır.
2020 endeksinde Türkiye, 128 ülke içinde 107. sırada yer almıştır. İlk on ülke, Danimarka, Norveç, Finlandiya, İsveç, Hollanda, Almanya, Yeni Zelanda, Avusturya, Kanada ve Estonya’dır. Endekste hukukun üstünlüğü dört evrensel prensibi bünyesinde barındıran kanunların, kurumların, normların, toplum dayanışmasının sağlam bir sistemi olarak tanımlanmıştır. Bu evrensel prensipler şunlardır:
-
Hesap verebilirlik: Özel sektör gibi hükümet de hukuken sorumlu tutulabilmelidir.
-
Adil hukuk kuralları: Kanunlar açık ve net, kamuya ilan edilmiş ve istikrarlı olmalı; tam olarak uygulanmalı ve temel hakları korumalıdır.
-
Açık yönetim: Kanunların yasalaşması, yürütülmesi ve uygulanması erişime açık, adil ve etkili olmalıdır.
-
Erişilebilir ve tarafsız uyuşmazlık çözümü: Adalet ehil, ahlaklı ve bağımsız temsilciler tarafından yerine getirilmelidir.
EN KÖTÜ ALAN YETKİ DENETİMİ
Hukukun üstünlüğünün yürürlükte olması, endekste vurgulandığı üzere yolsuzluğu azaltacak, hastalık ve yoksullukla mücadele edecek ve insanları her türlü adaletsizlikten koruyacaktır. Hukukun üstünlüğü endeksi 8 faktör üzerinden değerlendirme yapmaktadır.
- Hükümet yetkileri üzerindeki sınırlamalar:Burada hükümet yetkililerinin ve görevlilerinin kanunla, yargıyla ve bağımsız denetim organlarıyla etkili bir şekilde sınırlandırılması değerlendirilmektedir. Türkiye’nin en kötü notu bu alandadır ve 128 ülke arasında 124. sıradadır.
- Yolsuzluğun olmayışı: Yasama, yürütme, yargı organındaki kamu görevlileri ile polis ve askeriyedeki kamu görevlilerinin, kamu görevini özel amaçları için kullanmamasıdır. Türkiye 60. sıradadır.
- Açık yönetim:Kanunların ve hükümet bilgilerinin kamuya açık olması, sivillerin katılımı ve şikâyet mekanizmaları değerlendirilmektedir.
- Türkiye 97. sıradadır. Temel Haklar: Eşit muamele ve ayrımcılık yasağı, adil yargılanma, ifade özgürlüğü, toplanma ve örgütlenme özgürlüğü, temel işçi hakları bu bölümde ele alınmaktadır. Türkiye’nin en kötü olduğu alanlardan biri de budur ve 123. sıradadır.
- Düzen ve güvenlik: Suçun etkili bir şekilde kontrolü, özel hukuk ihtilaflarının etkili bir şekilde sınırlandırılması bu bölümde işlenmektedir. Türkiye 77. sıradadır. Mevzuatın uygulanması: Hükümet tasarruflarının etkili bir şekilde uygulanmasıdır. Türkiye 110. sıradadır.
- Hukuk yargısı: Özel hukuk adaletinin gecikmeden, ayrımcılık gözetmeksizin uygulanmasıdır. Türkiye’nin yeri 103’tür.
- Ceza yargısı: Ceza kovuşturma ve yargı sisteminin etkili, tarafsız, hükümet tasarruflarından bağımsız olarak işlemesidir. Türkiye 85. sıradadır.
ÜRKÜTEN MANZARA
Endeks, bölgesel ve gelir dağılımına göre de bir değerlendirme yapmaktadır. Türkiye Doğu Avrupa ve Orta Asya bölgesinde 14 ülke arasında sonuncudur. Gelir dağılımına göre yapılan listede ise Türkiye orta-üst gelir grubu içindeki 42 ülke arasında 40. sıradadır.
Yüksek gelir grubunda yapılan sıralama gelişmiş ülkelerin hukukun üstünlüğü sıralamasında da üst sıralarda olduğunu göstermektedir. Bu durum hukukun üstünlüğü ve kurumsal yapıların kalkınmaya yol açtığını göstermektedir.
Zira bağımsız ve şeffaf bir yargı sistemi, hukukun ayrım gözetmeksizin herkese eşit biçimde uygulanması, yöneticilerin ayrıcalıksız olarak hukuk kurallarıyla bağlı olması ve etkin kurumsal yapılar ekonomik gelişmeye yol açmakta; küçük işletmelerden azınlık gruplarına, tüketicilere kadar herkesin yararına olmaktadır. İstikrarlı, öngörülebilir ve hesap sorulabilir bir hukuk düzeni uluslararası yatırımcılar için de çekim alanı oluşturmaktadır.
HUKUK HERKESE LAZIM OLUR
Türkiye’nin kalkınması ve refah seviyesinin artması için hukukun üstünlüğünün önemi kavranmalı ve “Hukuk bir gün size de lazım olur” düşüncesinden uzaklaşılarak kavramın içeriği ve uygulaması içselleştirilmelidir. Endekste Türkiye’nin yeri, durumun vahametini gösteren bir olgu olarak kabullenilmelidir.
“Adalet mülkün temelidir” sözünü yüzyıllardır dillendiren bir toplumda hukukun üstünlüğü bütün ilke ve kurumlarıyla hayata geçmezse “mülkün” temelinin sarsılacağı anlaşılmalıdır.
PROF. DR. SİBEL ÖZEL(*) MARMARA ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ
https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/olaylar-ve-gorusler/hukukun-ustunlugu-kalmadi-prof-dr-sibel-ozel-1795110
Filed under: --DÜŞÜNENLERİN / DÜŞÜNCELERİ -GÖRÜŞLERİ |
Bir Cevap Yazın