Prof. Dr. İsmet GEDİK
[Sümerler doğa ve dünyanın insan görünüşlü ve davranışlı tanrılarca oluşturulup yönetildiğine inanırlar.
Bu inanç gereği, Ay’ı yönetecek tanrı NANNA, ölüler diyarı konularıyla ilgili tanrılar NERGAL ve NİNAZU gibi daha alt seviyelerdeki tanrılar, ENLİL ve NİNLİL gibi daha üst düzeyde tanrıların çiftleşmeleriyle oluşurlar. İ.G.]
Bu şiir bize bir tanrının başkalaşımının bilinen ilk örneğini vermektedir; Enlil’in, üç yeraltı dünyası tanrısıyla karısı Ninlil’i gebe bırakırken üç ayrı kişiliğe girdiği görülür.
Şekil 66: Sümerler doğal sistemin insansı tanrılarca oluşturulduğuna inanırlar. Bu tanrıların birbirleriyle birleşmelerinden diğer tanrılar oluşurlar.
Ninlil’in annesi, Nippur’un ihtiyar kadını Nunbarşegunu kızına Enlil’in sevgisini nasıl kazanacağı yolunda öğütler verir:
O günlerde ana, dünyaya getirdiği genç kıza öğüt verdi,
Nunbarşegunu Ninlil’e öğüt verdi:
“Duru ırmakta, ey kız, duru ırmakta yıkan,
Ey Ninlil, Idnunbirdu ırmağının kıyısı boyunca yürü,
Işıltılı gözlü, efendi, ışıltılı gözlü,
‘Yüce dağ,’ Enlil baba, ışıltılı gözlü, görecek seni.
Çoban … yazgıları belirleyen, ışıltılı gözlü görecek seni,
O …. öpecek seni.”
+++++++++++++
Ninlil annesinin öğütlerini tutar ve sonuç olarak Enlil’in “tohum”uyla döllenip ay-tanrısı Nanna’ya gebe kalır.
Bölüm 47c- Sümer tanrıları birbirleriyle ilişki içindedirler-
[Sümerler toplum yönetiminin insanlar arası hizmet alış-verişleriyle değil, gökten geldiğine inandıkları kutsal krallarca olmasına inanmışlardır. Bu nedenle her topluma (her kente) gönderilmiş bir kutsal kral (tanrısal varlık) olması gerekir. Kutsal kitaplarda her topluma kendi dilinde bir kutsal kitap gönderilmesi bu bağlamda düşünülmelidir. İ.G.]
Nippur, İ.Ö. üçüncü binyılda yaşayan Sümerler için ülkelerinin tinsel merkeziydi. Onun koruyucu tanrısı Enlil, Sümer panteonunun baş tanrısıydı; tapınağı Ekur, Sümer’deki en önemli tapınaktı. Bundan dolayı, Eridu ve Ur gibi diğer önemli Sümer kentlerinde refah ve bolluğun sağlanması için Enlil’in kutsaması temel gereklilikti.
Bu kentlerin koruyucu tanrılarının, kutsanmak için Nippur tanrısı ve tapınağına götürdükleri armağanlarla yüklü olarak yolculuk ettikleri düşünülmektedir. Mit, Ur’un koruyucu tanrısı, ay-tanrısı Nanna’nın Ur’dan Nippur’a yaptığı böyle bir yolculuğu anlatmaktadır.
Şekil 67: Sümer toplumlarında her kentin bir koruyucu tanrısı olduğuna inanılır.
Ur’un koruyucu tanrısı, ay-tanrısı Nanna’nın Nippur’un görkeminin anlatılmasıyla başlayan şiir Nanna’nın babasının kentini ziyaret etmeye karar vermesini anlatan bir pasajla devam eder:
Onun kentine gitmeyi, babasının huzuruna çıkmayı, Aşgirbabbar aklına koydu:
“Kahraman olan ben, kentim için giderim, babamın huzuruna çıkarım;
Ben, Sin, kentim için giderim, babamın huzuruna çıkarım,
Babam Enlil’in huzuruna çıkarım;
Ben, kentim için giderim, anam Ninlil’in huzuruna çıkarım.
Babamın huzuruna çıkarım.”
İki tanrı ziyafet verir; sonra Nanna babası Enlil’e aşağıdaki gibi seslenir:
“Irmakta bol su ver bana,
Tarlada daha çok tahıl ver bana,
Bataklıkta ot ve hamiş ver bana,
Ormanlarda … ver bana,
Ovada … ver bana,
Hurma bahçelerinde, bağlarda bal ve şarap ver bana,
Sarayda uzun ömür ver bana,
Gideceğim Ur’a.”
Ve Enlil oğlunun isteklerini kabul eder:
Ona verdi, Enlil ona verdi,
Ur’a giıti.
Irmakta ona bol su verdi,
Tarlada ona daha çok tahıl verdi,
Bataklıkta ot ve kamış verdi,
Ormanlarda ona … verdi,
Ovada ona … verdi,
Hurma bahçelerinde, bağlarda ona bal ve şarap verdi,
Sarayda ona uzun ömür verdi.
Filed under: -Prof. Dr. İsmet GEDİK |
Bir Cevap Yazın