Doğa ve dünya zaman içinde BİLGİ oluşturularak gelişmektedir.

Prof. Dr. İsmet GEDİK

Yeryuvarının arşiv-sayfaları yaratıcının eserleri olduğundan onlardan alınacak dersler bilimsel veriler olarak güvenilir bilgilerdir.

Bu güvenilir bilgiler, kuantsal öğelerin varlıkları oluşturdukları bilgi derecesine göre değerlendirip, iyi olanları seçip, kötü olanları terk ederek evrimsel bir gelişim sergilediklerini göstermektedir.

Varlıklar Bilgi-oluşturmanın ve aktarmanın öneminin farkındadırlar


Bilgi oluşturmak ve bu bilgileri koruyup aktarmak o kadar önemlidir ki, atalarından devraldıkları kalıtsal bilgileri gelecek kuşaklara aktarmak için, aşk ve seks dürtüsüne çok ağırlık verilmiş ve muazzam bir zevk-duygusu ile donatılmıştır. 

Her varlığın içinde çoğalma ve mevcut bilgi kapasitesini gelecek nesle aktarma dürtüsü bulunur.

Bu dürtü bizleri sürekli olarak karşı bir cins arayarak, genetik bilginin aktarılmasına yönelik bir eylem içine girmeye zorlar. Bunun için erkek ve dişiler arasında hep bir çekim kuvveti vardır. 

Çiçekler bunun için güzel renkler ve kokular oluşturarak, böcekleri vs.yi çekerler ve bilgi aktarımının devamını sağlayacak bir eylem gerçekleştirirler.

Hayvanlar ve bitkiler karşılıklı olarak birbirlerine cazip gelecek özellikler oluşturarak, içerdikleri bilgi kapasitelerinin aktarılmasına yarayacak işlevlere girişirler.

Şekil 32: Her varlığın içinde çoğalma ve mevcut bilgi kapasitesini gelecek nesle aktarma dürtüsü bulunur.


Canlıların genetik bilgi depolarında, bedenlerin nasıl oluşturulacağı, bu bilgilerin nasıl aktarılacağı vs. konularında kesin yönlendirmeler vardır ve canlılar bu bilgilere göre davranırlar. 

Bir somon balığı, genlerinde kayıtlı bu bilgileri gelecek nesle aktarmak için, bulunduğu açık denizlerden doğduğu ırmağın kaynağına dönerek orada karşı cinsle buluşup döllenme işlevini yerine getirebilmek için, tüm hayatını tehlikeye atacak bir dönüş yolculuğuna çıkar. 

Çağlayanları zıplayarak aşmaya çalışır; bir sürü yırtıcı hayvana yem olmamak için çabalar ve hedeflerine ulaşanlar yumurtalarını ve spermlerini 20-30 saniye içinde üst-üste bıraktıktan sonra da, çoğunlukla yorgunluktan bitap düşüp ölürler.


Somon balıkları hayatlarını tehlikeye atarak yumurtlayacakları ırmak yataklarına dönmeleri ve dölleme işleminden sonra ölmelerinin nedeni nedir?

Balıkları bu ölüm yolculuğuna yönelten dürtü, hücrelerin bedene empoze ettikleri “genetik bilgilerin aktarılması zorunluluğu”dur. Hücreler öylesine bilinçlidirler ki, milyarlarca yıllık deneyimlerin sonucu olan genetik bilgilerin gelecek nesillere aktarılmasını sağlamak için, aşk ve seks dürtüsünü en dayanılmaz zevk duyguları ile bağlantı içine sokmuşlardır.


Kuantlarla yapılan deneyler, onların rastgele değil, bilinçli davrandıklarını ve olasılık hesabı yaparak en ergonomik sistemlere doğru bir evrimsel gelişim içinde olduklarını göstermektedir. 

Dolayısıyla BİLGİ denilen yol-göstericilik, varlıkların kimyasal bileşimlerinin sürekli değiştirilip-düzenlenmesi şeklinde onların içsel öğelerinde gerçekleşmektedir.

Yani yaratıcı-yönlendirici güç, varlıkların içlerindedir, kuantsal öğelerindedir.


Yeryuvarı ARŞİV-SAYFALARI kayıtlarına göre Dünyamız 4.6 milyar yıl yaşında. Bu 4.6 milyar yılın ilk bir milyarlık döneminde hiç canlı belirtisi yok. 3.5 milyar yıl önceleri bakteriler oluşmuş, sonra bakterilerin birleşmeleriyle amip gibi çekirdekli tek hücreliler oluşmuş.

Bu çekirdekli tek hücrelerin birleşmeleriyle 700 milyon yıl önceleri çok hücreli canlılar ortaya çıkmış. Bu çok hücreli canlılar çeşitlenerek artmışlar ve çok çeşitli türler ortaya çıkarmışlar.

Ve bu 4.6 milyar yıllık dünyada 2.5 milyon yıl önceleri bir bebek zekasına sahip ilk insan ortaya çıkmış.


Şekil 33: Tüm bilgiler kuantsal düzeyden kaynaklanır.


Tüm bu gelişmelerde birleştirici faktör BİLGİ olmuş, çünkü doğadaki kuantsal enerji hep en iyi bilgilere göre oluşturulan bedenlere akmış, kötü olanları terk etmiş. Evrim denilen bu gelişim, fizikçi ve biyologların dedikleri gibi rastgele olmamış, kesinlikle bilgi artışına göre olmuş.

Bilgi ise varlıkların kimyasal bileşimleri ve fiziksel dokularına kaydedilerek, nesilden nesile genetik kodlamalar şeklinde devredilmiş.


Gerek yeryuvarı arşiv-sayfaları verileri, gerekse canlıların genetik kayıt verileri, doğa ve dünyanın küçükten büyüğe doğru bir birleşme ve gelişme içinde olduğunu göstermektedir. Her şey bilgi ile oluşturulmaktadır, bilgisiz hiçbir işlem veya oluşum yoktur.

Doğa ve dünya yaratıldı mı, yoksa oluşuyor mu?

Bu soruyu şu şekilde sorarsak konu daha iyi anlaşılır: Doğal sistem canlı mı cansız mı?

Verilen bilgiler doğal sistemin canlı olduğunu göstermiyor mu?

Önceki bölümde BİLGİNİN varlıkların kimyasal bileşimlerinde kaydedildiğini gördük. 

Yeryuvarının arşiv sayfaları, doğa ve dünyamızın sürekli bir değişim-dönüşüm içinde ve bu değişim-dönüşümlerin de rastgele değil, bilgi oluşturularak, daha ergonomik sistemler oluşturma yönünde olduğunu göstermektedir.


Bir Cevap Yazın

Please log in using one of these methods to post your comment:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: