BELKİ BU DEFA…

Elif’ce Dünya -/- elifgilbazata

Türk siyasi tarihinin en adaletsiz, eşitliksiz ve en kritik seçimlerinden birine saatler kaldı.

Seçim tarihi belli olduğundan beri kararım netti: mevcut iktidarın karşısındaki en güçlü aday kim ise ona oy vermek.

Daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi adalete olan güvenin kaybolması, ekonomik sıkıntılar, sığınmacı krizi, kayırmacılık v.s bir tarafa, hiçbir sorun olmasa bile herhangi bir siyasi oluşumun tek başına kesintisiz 21, ikinci turu da kazanırsa 26 sene boyunca bir ülkeyi yönetmesi kabul edilebilir bir durum değildir.

Zaten saydığım sorunlar da bu çeyrek asırlık sürede bütün kurumlara sahip olmanın verdiği kibir, gereksiz özgüven ve şımarıklık sonucu ortaya çıkmıştır. Seçimin ikinci tura kalmasıyla birlikte benim düşüncelerimde de değişiklik oldu.

Aday olduğunu söylediği andan itibaren eleştirdiğim Kemal Kılıçdaroğlu’nun zaten iyi bir insan olduğuna kaniydim ama siyasi yönden klasik Akp seçmeni gibi “liderlik vasfı yok” diye düşünürdüm. İçinde bulunduğumuz süreç gösterdi ki meğer halt etmişim.

Siyasi anlamda asla yan yana gelmeyecek aşırı sağ, aşırı sol, muhafazakar, Kürt v.s grupları bir araya getirmesi, iktidar olmanın verdiği nimetlerle sabah akşam pek çok televizyon kanalında hakkında atılan çirkin iftiralara, saldırılara olgunlukla karşılık vermesi, kimseyi ayrıştırmaması, özellikle Babala Tv’de yaklaşık yedi saat boyunca karşısında her siyasi görüşten gencin bulunduğu programda bütün sorulara cevap vermesi, olaylara hakimiyetini, yeri geldiğinde özür dilemeyi bilmesini falan görünce kendisine dair önyargımdan dolayı utandım.

Bir siyasinin kimi zaman hoyrat, kimi zaman fütursuz davranma potansiyeli olan gençlerin karşısına çıkması çok kıymetli. Çünkü zihni parlak gençler “geçmiş”ten değil “bugün” ve “gelecek”ten beslenir. “Ne yaptın”a değil “ne yapıyorsun/ne yapacaksın”a odaklanır, kolay ikna olmaz ve kendi içinde muhasebe yapar.

Mesela mevcut Cumhurbaşkanı hatta Akp içindeki herhangi bir yetkili, önceden soruların ve cevapların belirlendiği “yandaş” gazeteci veya partinin gençlik kollarının etkinlikleri dışında asla cesaret edip halkın karşısına çıkamaz.

Nitekim bu zamana kadar da çıkamadılar.

Herhangi bir siyasi, karşıt görüşte olan kişilerin de yer aldığı bir programa katılıyorsa korktuğu, çekindiği hiçbir şey yoktur. Bu bir meydan okumadır ve “alnım ak” demenin dışavurumudur.

Zaten Kılıçdaroğlu’nun gizlediği bir durum olsaydı çoktan Akp bunu bulur, kullanır, montaj videolara, fotoğraflara gerek duymazdı. (Birine defalarca iftira atmanın dini hükmü nedir acaba?  Biraz olsun içinde Allah korkusu olan insan nasıl böyle kirli eylemlerin içinde olabilir, tuhaf) 21 senedir iktidardasın ve bir seçime giriyorsun.

“Ekonomiyi düzelttik”, “refah seviyesini arttırdık”, “dış borcu azalttık”, “Tarım, hayvancılık, sanayi, bilişim gibi sektörlerde dünyada hatırı sayılır noktalara geldik”, “eğitim sistemimiz tüm dünyaya model oldu”, “Türk lirası hiç olmadığı kadar değer kazandı”, “işsizlik sayısı her geçen sene daha da azalır seviyeye geldi” v.s sözler söyleyeceğine “Kılıçdaroğlu PKK ile anlaştı” iftirası dışında tek bir cümle edemiyorsun.

Çünkü kitleni ancak bu şekilde kandırabilirsin.

Burada gene Kılıçdaroğlu’nu eleştireceğim (eminim benzer şekilde düşündüğümüz insanlar vardır) Neden şimdiye kadar özellikle gençlerin, parlak zihinli insanların karşısına çıkıp da fikirlerini, olaylara bakışını anlatmadı?

Siyasilerin mitinglerde, Meclis’teki genel ya da parti grubundaki yaptığı konuşmaların hiçbir ehemmiyeti yok, zira orada konuşulanlar çoğunlukla “kayıkçı kavgası”ndan hallice mevzular.

Ama özellikle karşıt düşüncedeki insanların da yer aldığı oturumlara katılmak, kişinin bilgi ve birikimini, olaylara bakışını anlatmak ve anlamak için son derece önemli sınav alanlarıdır.

Seçimi kazanır ya da kaybeder bilmiyorum.

Zira karşısında “korkunç” düşüncelere sahip bir kitle var.

Ve onların düşüncelerini değiştirmek mümkün değil.

Şu videodaki kişiyi ikna etme şansın var mı, yok.

Hem hayat pahalılığından şikayet edeceksin, bunun için de iktidarda olmayan bir partinin belediye başkanını “hani her şey çok güzel olacaktı” diyerek alaycı bir şekilde suçlayacaksın hem de bu işin sorumlusu olan iktidar için “Hükümet iyi, Allah başımızdan eksik etmesin” diyeceksin.

Numune değil ki bu, benzer şekilde düşünen, davranan milyonlarca insan var.

Peygamber çıkıp gelse, Tayyip Erdoğan’ın karşısında aday olsa gene oy vermeyecek bir garip insan evlatları…


Ne diyordum, evet seçimi kazanır ya da kaybeder bilmiyorum ama bu seçim süreci boyunca gösterdiği sabır, sağduyu ve yaptığı mücadele için Kemal Kılıçdaroğlu’na teşekkür ediyorum.

Kendi adıma bir oy hakkım var ve o da kendisine helal olsun…

Bu turda hiç olmadığım kadar umutluyum.

Anlamlı bir nedenim var mı?

Hayır ama “belki”ler beynimi esir aldı Umarım bizim, çocuklarımızın, torunlarımızın geleceği için hayırlı bir sonuç görürüz.

İlk turda yaptığım uyarıyı tekrar ederek bitireyim: sandığa giderken kimliğimiz ile birlikte vicdanımızı da yanımızda taşımayı unutmayalım.



phttps://elifata.com/2023/05/27/belki-bu-defa/

Bir Cevap Yazın

Please log in using one of these methods to post your comment:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: